Obezite, vücutta aşırı miktarda yağ birikmesi durumudur ve genellikle vücut kitle indeksinin (VKİ) 30'un üzerinde olmasıyla tanımlanır. VKİ, bir kişinin kilosunun boyunun karesine bölünmesiyle hesaplanan bir değerdir ve obezitenin temel ölçütlerinden biridir. Bu durum, enerji alımının enerji harcamasından sürekli olarak fazla olduğu durumlarda ortaya çıkar. Obezite, modern yaşam tarzının getirdiği beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite eksikliği gibi faktörlerin yanı sıra genetik ve çevresel etmenlerin de etkisiyle artmaktadır.
Obezite, yalnızca estetik bir sorun olmanın ötesinde, bir dizi ciddi sağlık problemine yol açabilir. Bunlar arasında tip 2 diyabet, hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme, bazı kanser türleri ve karaciğer yağlanması gibi metabolik bozukluklar yer almaktadır. Obezite, yaşam kalitesini düşürebilir ve yaşam süresini kısaltabilir. Bu nedenle, obezite hem bireysel sağlık açısından hem de halk sağlığı açısından önemli bir konu olarak ele alınmalıdır.
Karaciğer vücudumuzdaki en önemli organlardan biridir. Çok önemli görevleri vardır. Bunlardan en önemlisi de detoksifikasyon yani vücudu toksinlerden arındırma görevidir. Karaciğerimiz vücuda zararlı maddeleri arındırma merkezidir. Bazı çok önemli vitaminlerin depolanması, protein yapımı yine karaciğerin önde gelen görevlerindendir. Yediğimiz gıdalar vücudumuzda kullanabileceğimiz enerji formuna karaciğerde dönüşür. Acil enerji ihtiyacımız olduğunda uzun süre aç kaldığımızda öncelikle karaciğerde depolanan glikojen kullanılır. Böylece obezite ve karaciğer yağlanması başlar.
Obezite Neden Karaciğer Yağlanmasına Neden Olur?
Obezite ve fazla kilo problemi yaşayan insanlarda en çok görülen durumlardan biri karaciğer yağlanmasıdır. Aldığımız fazla karbonhidratlar yağa çevrilerek vücutta depolanmaktadır. Belli bir zamandan sonra karaciğer artık yağları koyacak yer bulamaz ve kendi bünyesinde de depolamaya başlar. Karaciğerde biriken yağ bir süre sonra karaciğerin normal fonksiyonlarını önemli ölçüde bozar.
Herkesin bildiği gibi karaciğer için en zararlı maddelerin başında alkol gelmektedir. Sık ve uzun süre alkol kullananlarda alkole bağlı karaciğer yağlanması gelişir. Bu durum önlem alınmazsa bazı insanlarda karaciğer sirozuna kadar ilerleyebilir. Araştırmalar obeziteye bağlı alkol dışı karaciğer yağlanmasının en az alkol kadar karaciğere zarar verdiğini göstermiştir.
Neredeyse 3 kişiden 1’inin obez olduğu ülkemizde karaciğer yağlanması çok sık karşılaşılan bir durumdur (%30-40). Bir türlü nedeni bulunamayan halsizlik, bitkinlik kendini yorgun hissetme, unutkanlık karaciğer yağlanmasının belirtileri olabilir. Yeni yapılan bir çalışma karaciğer hücresinde biriken yağların mitokondri gibi hücrenin yapıtaşlarını bozarak şeker hastalığının oluşmasında çok önemli rol oynadığını göstermiştir.
Obezitenin insülin direnci ile ilişkili olduğu bilinir. Yüksek insülin seviyeleri, karaciğerde daha fazla yağ birikmesine neden olan lipogenez (yağ sentezi) sürecini teşvik eder. Aynı zamanda, insülin direnci nedeniyle karaciğerin yağ yıkımını ve yakımını düzenleme kapasitesi de azalır, bu da yağ birikimini artırır.
Obeziteye Bağlı Karaciğer Yağlanması Nasıl Tedavi Edilir?
Karaciğer yağlanması, obeziteye bağlı olarak görülüyorsa genellikle yaşam tarzı değişiklikleri önerilmektedir. Kilo vermek için diyet değişiklikleri yapmak, fiziksel aktivitelerde bulunmak ve düzenli doktor kontrollerine gitmek önemlidir.
Yağsız sağlıklı bir karaciğere sahip olmak için kilo vermek en önemli noktalardan biridir. Obezite cerrahisi (tüp mide, gastrik bypass vb.) sonrası etkili kilo kaybıyla en hızlı düzelen sorunların başında karaciğer yağlanması gelmektedir. Karaciğer yağlanmasına eş olarak diyabet de görülebildiği için aynı anda diyabet tedavisi de yapılmalıdır. Şeker düzeyi belirli bir sınırda tutulmalıdır.
Obezitenin yanı sıra alkol tüketimi de karaciğer sorunlarını ortaya çıkartan çok önemli bir etmendir. Alkol tüketimi minimuma indirilmeli veya tamamen bırakılmalıdır. Alkol, karaciğer üzerinde ek bir yük yaratabilir ve hastalığın ilerlemesine neden olabilir.