Tüp mide ameliyatı (sleeve gastrektomi), halk arasında muz mide ya da mide küçültme ameliyatı şeklinde de bilinir. Bu operasyon sırasında midenin yaklaşık %80’i kesilerek çıkarılır ve muz şeklinde uzun, ince bir mide yapısı oluşturulur. Bu sayede mide kapasitesi azalırken aynı zamanda iştahı kontrol eden hormonların etkisi de zayıflatılır.
Ameliyat, laparoskopik (kapalı) yöntem ile yapılır ve kesiler çok küçük olduğundan iyileşme süreci daha hızlıdır. Ameliyatta kullanılan stapler adlı özel cihaz, midenin çıkarılan bölümünü üç sıra titanyum zımba ile güvenli şekilde kapatır. Bu zımbalar kalıcıdır ve zamanla vücutla bütünleşir. Endişe etmeyin, havaalanı veya AVM gibi yerlerdeki dedektörlerde herhangi bir sorun yaşanmaz.
Tüp Mide Ameliyatın Tarihi ve Gelişimi
Tüp mide ameliyatı ilk kez 2001 yılında aşırı kilolu hastalarda uygulanmaya başlandı. O dönemdeki temel amaç, bu kişilerin hızlı bir şekilde kilo vermelerini sağlamak ve böylece ileride uygulanacak olan duodenal switch gibi daha karmaşık ve riskli ameliyatların güvenliğini artırmaktı. Yani tüp mide, başlangıçta aslında bir “ön hazırlık ameliyatı” olarak görülüyordu.
Ancak süreç içinde yapılan takiplerde, tüp mide ameliyatının tek başına da son derece etkili olduğu anlaşıldı. Hastaların büyük bir kısmı bu operasyon sonrası ciddi oranda kilo kaybı yaşadı, diyabet ve hipertansiyon gibi hastalıkları kontrol altına girdi. Böylece ikinci bir ameliyata çoğu zaman ihtiyaç kalmadı ve tüp mide kısa sürede tüm dünyada en çok tercih edilen obezite cerrahisi yöntemlerinden biri haline geldi.
Tüp Mide Ameliyatı İçin Uygun Kilo Aralığı Nedir?
Tüp mide ameliyatında en önemli değerlendirme kriteri, kişinin vücut kitle indeksi (VKİ) değeridir. Genel olarak, VKİ’si 40 ve üzeri olan bireyler bu ameliyat için uygundur. Bunun yanında VKİ’si 35 ve üzeri olup diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi gibi obeziteye bağlı ek sağlık sorunları yaşayan ya da hastalara ya da VKİ’si 30–34.9 kg/m² aralığında olup kontrol altına alınamayan tip 2 diyabet veya metabolik sendromu bulunan kişiler de tüp mide ameliyatı adayıdır. Bu kriterler, ameliyatın sadece estetik değil, aynı zamanda ciddi bir sağlık ihtiyacı olduğunu gösterir.
Ancak her fazla kilolu kişi tüp mide ameliyatına uygun değildir. VKİ’si 35’in altında olan bireylerde genellikle diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri öncelikli olarak önerilir. Ayrıca kişinin genel sağlık durumu, ameliyatı kaldırabilecek fiziksel yeterliliği ve psikolojik hazırlığı da değerlendirilir. Bu nedenle, tüp mide ameliyatı düşünen kişilerin öncelikle detaylı bir hekim muayenesinden geçmesi şarttır.
Tüp Mide Ameliyatının Avantajları Nelerdir?
Tüp mide ameliyatının başlıca avantajı, hastalarda hızlı ve kalıcı bir kilo kaybı oluşturmasıdır. Mide hacminin küçültülmesi sayesinde kişiler çok daha küçük porsiyonlarla doyar ve bu da günlük kalori alımını ciddi oranda azaltır. Ayrıca ameliyat sırasında iştah hormonu olarak bilinen ghrelinin salgılandığı fundus bölgesi çıkarıldığı için açlık hissi azalır, bu da kilo verme sürecini kolaylaştırır. Verilen kiloların etkisiyle diyabet, hipertansiyon, uyku apnesi ve eklem sorunları gibi obeziteyle ilişkili pek çok hastalıkta dikkate değer düzelmeler yaşanır.
Tüp mide ameliyatının sağladığı bir başka avantaj ise laparoskopik teknikle yapılmasıdır. Bu teknikle çok küçük kesiler açıldığından, iyileşme daha hızlı olur ve hasta kısa sürede günlük yaşamına dönebilir. Ayrıca tüp mide ameliyatı sonrasında bağırsaklarda herhangi bir değişiklik yapılmadığından, gıda emilimi büyük ölçüde korunur. Bu durum vitamin ve mineral eksikliklerinin daha az görülmesine katkı sağlar. Tüp mide ameliyatı, uzun vadede daha sağlıklı bir yaşam sürmeye, kilonun yol açtığı hareket kısıtlılıklarından kurtulmaya ve yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olan en önemli kazanımlardan biridir.
Tüp Mide Ameliyatı Hangi Hastalar İçin Uygun Değildir?
Tüp mide ameliyatı, her obez birey için uygun bir seçenek değildir. Özellikle ciddi kalp ve akciğer yetmezliği olan, cerrahi müdahaleyi kaldıramayacak derecede ağır sağlık problemleri bulunan kişiler için bu operasyon risklidir. Ayrıca aktif alkol veya madde bağımlılığı olanlar, ameliyat sonrası sürece uyum sağlayamayacakları için aday kabul edilmez. Bu gruba ek olarak, kontrolsüz psikiyatrik rahatsızlıkları olan bireylerde de ameliyatın başarısı düşük olduğundan tercih edilmez.
Bunun yanı sıra gebeler ve yakın zamanda çocuk sahibi olmayı planlayan kadınlar da tüp mide ameliyatı için uygun adaylar arasında yer almaz. Çünkü ameliyat sonrası beslenme düzeni, vitamin ve mineral desteği hamilelik sürecini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca vücut kitle indeksi (VKİ) çok düşük olup yalnızca estetik amaçla zayıflamak isteyen kişiler de bu ameliyat için uygun görülmez. Dolayısıyla tüp mide ameliyatı, ancak belirli tıbbi şartları karşılayan ve uzun vadeli yaşam tarzı değişikliklerine uyum gösterebilecek bireyler için doğru bir seçenektir.
Tüp mide ameliyatı, midenin yaklaşık %80’lik bölümünün alınmasıyla gerçekleştirilen bir obezite cerrahisi yöntemidir. Bu işlem sonrası mide daha küçük bir tüp şekline getirilir ve kişi daha az yiyerek doymaya başlar. Bu ameliyat, genellikle VKİ’si 40 ve üzerindeki hastalara, VKİ’si 35’in üzerinde olup diyabet, hipertansiyon gibi obeziteye bağlı hastalıkları bulunan hastalara ya da VKİ 30–34.9 kg/m² aralığında olup kontrol altına alınamayan tip 2 diyabet veya metabolik sendromu bulunan hastalarda uygulanır. Tüp mide ameliyatı ortalama 1-1,5 saat sürer. Laparoskopik yani kapalı yöntemle gerçekleştirildiğinden, hastanın iyileşme süreci daha hızlı olur. Hastalar genellikle ilk 1 yıl içinde yalnızca ameliyatın kendi etkisiyle fazla kilolarının %60-70’ini kaybeder. Yaşam tarzı değişiklikleriyle bu oran artar. Kilo kaybı 18-24 aya kadar devam edebilir. Tüp mide ameliyatından sonra kilo almak mümkündür. Fakat dengeli beslenme alışkanlıkları edinildiğinde ve düzenli egzersiz yapıldığında bu risk önemli ölçüde düşer. Evet, özellikle ilk dönemlerde vitamin ve mineral takviyesi yapılması gerekir. Doktorun önerdiği takviyeleri düzenli kullanmak önemlidir. Ameliyat sonrasında beslenme beş aşamalı bir süreçten oluşur: hastane dönemi, berrak sıvı dönemi, püre dönemi, yumuşak gıdalar dönemi ve son olarak normal gıda dönemi. Tüp mide ameliyatı da diğer cerrahi işlemler gibi bazı riskler taşır. En yaygın görülen komplikasyonlar arasında mide kaçağı, kanama ve reflü yer alır. Ancak deneyimli cerrahlar tarafından yapıldığında riskler oldukça düşüktür. Evet, ancak ameliyattan sonra en az 12-18 ay beklenmesi önerilir. Bu süre hem kilo kaybının tamamlanması hem de vücudun vitamin-mineral dengesinin oturması için gereklidir.Tüp mide ameliyatı nedir?
Tüp mide ameliyatı kimlere yapılır?
Tüp Mide ameliyatı ne kadar sürer?
Ameliyattan sonra ne kadar sürede kilo verilir?
Tüp mide ameliyatından sonra tekrar kilo alınabilir mi?
Ameliyattan sonra vitamin ve mineral kullanmak gerekiyor mu?
Tüp Mide ameliyatı sonrası beslenme nasıl olur?
Tüp mide ameliyatı tehlikeli mi?
Tüp mide ameliyatı sonrası hamilelik mümkün mü?